dostlar bana hediye!

üç sene önce bin bir tane soru işaretiyle yollara düşerek geldim bu KBU denilen mekana. haklı sebeplerim de vardı şimdi, ne yalan söyleyeyim. bunlara uzun uzun değinmeyeceğim şimdi, siz zaten biliyorsunuz. her şey bir yana, hayatta en değer verdiğim kavramların başlarında gelen arkadaşlık, dostluk, kardeşlik kavramları, en büyük muallak konuydu benim için. macera böyle başladı. 

geldik. alıştık. insan bir şekilde her şeye alışıyor. burası benim en güzel alışmalarımın başladığı yer oldu. beklediğimin aksine, o kadar güzel insanlarla karşılaştım ki, "yok be kesin ip var ya" şaşkınlığını, son seneye kadar içimden atamadım. ben, "1-2 kişi bulsam şöyle insan gibi, artar bile" diye düşünürken; yarabbelalemin adeta tüm iyi, güzel insanları çevremde toplamaya her geçen gün devam ediyordu. hakikaten şaşkındım. ama bunun değerini ve kıymetini bilecek ve anlayabilecek kadar şey yaşamıştım hayatta. kendi adıma. o yüzden bu güzelliği bozmamak için elimden geleni yaptım, yapmaya çalıştım. hatalarım olmuştur tabi, hem de "ohoooo hem de neler neler" tadında, kim bilir. zaman öyle hızlı ama bir o kadar da güzel geçti ki, cidden tarifi yok. bilmiyorum nasıl anlatayım, dile getireyim olanları. ne yaşasan az gelir, doyamazsın ya hani, neredeyse her an öyleydi benim için. şöyle genel değerlendirme yapacak olursam, "mucize gibi" bir süreç yaşadım ve kabul etmek lazım ki, siz olmadan asla böyle olmazdı. 

"mucize" diyorum, çünkü; küçük bir çocukken hayalini kurduğum mesleği yapmak adına, istediğim bölümü okuyor ve bunu muhteşem insanlarla yan yana, el ele, kol kola yapıyordum. ben mucizelere inanıyorum arkadaş. gerçekten isteyince ve çabalayınca oluyor çünkü. kimse inkar etmesin. size de "mucizelere inanın" demiyorum, böyle bir şey deme lüksüm yok belki de. ama, mucizelerin olmadığına sizi kim inandırabilir? istemekten ve çabalamaktan asla vazgeçmeyin. çünkü neye inanırsanız, onu yaşarsınız. bu da gider ayak sizlere bıraktığım bir söz olsun. ısıtıp, yersiniz. :)

daha bir çok şey bırakmak istiyorum ama bunu zamana yaymaya karar verdim. sonuçta hikayemiz bitmiyor. en azından ben böyle düşünüyorum. farklı düşünen varsa, aklını başına devşirsin. ne demek farklı düşünüyorum? neyse, konumuz bu değil...

ben hepinize binlerce kez teşekkür etmek istiyorum. ama çok böyle. baya binlerce. bana bıraktıklarınız, yaşattıklarınız, öğrettikleriniz, hissettirdikleriniz; işte aklınıza gelebilecek her şey için. benim için ne kadar değerli olduğunuzu bilemezsiniz, çünkü bunu size hiç söylemedim. elimden geldiğince anlatmaya, hissettirmeye çalıştım. ne kadar başarılı olabildim bilmiyorum ama, bundan tek bir an bile şüphe duymamanızı dilerim. çünkü basitçe ama aynı zamanda söylemesi insanlar tarafından çok zor olarak düşünülen bir şekilde ifade edecek olursam; 

"HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM."

evet sizi diyorum. sana, sana, sana; hepinize be! sizi çok seviyorum. 

Engin K. - Alp Eren T. - Celalettin T. - Oğuz K. - Ertuğrul Ç - Sümeyye T. - Zehra Ç. - Merve İ. - Gülay Ç. - Mehmet A. - Mehmet T. - Cansu Y. - Berna T. - Şebnem D. - Cemile B. - Haldun U. - Samet A. - Oğuzhan D. - Emrullah Y.  bla, bla ve blla...

şaka maka, eş-dost sahibi olalım derken bildiğin halı saha kadrosu sahibi olmuşum; bunun için ayrıca teşekkürler yarabbelalemin :)

bana kattığınız her şey için tekrar teşekkür ederim. yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. destekleriniz ve verdiğiniz güç için teşekkür ederim. bana harika dostluklar sunduğunuz için teşekkür ederim. 

bu bir veda yazısı değildir beyler, bayanlar. "macera böyle başladı" demiştim ama, asıl macera şimdi başlıyor. izlediğimiz fragmandı. :P

kendinize iyi bakın, çünkü; yapacak çok şeyimiz, paylaşacak çok anımız olacak. 

İYİ Kİ VARSINIZ !

Buki'niz,

İzni Burak Demirtaş'tan sevgilerle.