Buraları yine oldukça aksatmış olmanın verdiği iç rahatsızlığı ile, geçen haftadan beri bir şeyler karalamaya olan isteğim ancak şu an vuku buluyor. Geçen hafta oldukça yoğun ve hareketli geçtiği için yazmaya vakit bulamadım aslında. Ya da ne bileyim, belki de bahane buluyorum...19 Şubat 2018 tarihinde, şirketten arkadaşım Okan V. ile Moda - Kayıkhane'de Pinhani'nin yeni albümü olan "On Türkü" için lansman konserine gittik. Son zamanlarda Okan vesilesi ile bulduğum fırsatlar doğrultusunda Pinhani ile çok daha yakın olmaya başladık ve bu benim için ne kadar anlamlı bir durum tahmin edemezsiniz. Hayatımın en önemli dönemlerinde şarkılarıyla, müzikleriyle ruhuma dokunmuş olan bu grubun benim için net bir tarifi yok. Çünkü öyle güzel. Şimdi bu insanlarla bir araya gelip, sohbetler edebilmek, vakit geçirebilmek benim için inanılmaz derecede güzel bir şey. Bu güzelliklerin içerisinde konserde tabi ki yine harika oldu. Çokça eğlendik. Hatta konser sırasında albüm satışına yardımcı olarak ekipten biri gibi bile olma fırsatı buldum :) Gece sonunda Akın Eldes dahil olmak üzere tüm grubun imzasıyla dolu bir albümü de almayı ihmal etmedik tabi ki. Tek diyeceğim; iyi ki varlar ve var olsunlar. Hafta böyle güzel başladı ve bu gazla bitiririm diye düşünürken, yine Okan ile Galatasaray - Bursaspor maçına gitmeye karar verdik. Ben çok kez gitmiştim maçlara ama Okan için ilk olacaktı, o yüzden değişik bir heyecan yaşayacağımız kesindi. Maça giderken keyifliydik, tabiri caizse kulak memesi kıvamındaydık. Harika bir maçın ardından skor tabelasında 5-0'ı görünce, ekmeğe sürülecek kıvama geldik. Keyfimize çok bir diyecek yoktu. Sonra hafta sonu geldi tabi ki; biraz dinlenme, yine freelance işler ve kendi projelerime yoğunlaştım. Verimi yüksek güzel bir hafta oldu. Umarım daha nicelerini yaşarız. Sağlıcakla kalın!