önemli bi' şey yok. her şey yolunda. ya da ben öyle söylüyorum. bazen en güzel şey kendini kandırmak oluyor. güzel bi' yalana inanıyorsun ve biraz da olsa mutlu oluyorsun. sahte ama güzel. sahte ama huzurlu. geçene kadar.. çabuk geçiyor... kahretsin ki, uzun sürmesini istediğin her ne varsa, çabuk geçiyor. geçip, gidiyor. sana bakmıyor, seni görmüyor, seni duymuyor... sadece gidiyor. herkes neden gidiyor? insanlar neden gidiyor? kimden, nereye gidiyor?... seviyosun gidiyorlar, sevmiyorsun yine gidiyorlar. bi' ortası yok mu bunun? hiç yazasım yok gibi. yorgun da değilim. bıkmadım da, evet. ama tarifsiz bi' durum bu. bazen yazmayı bırakayım diye düşünüyorum. sonra o da geçiyor. içimdeki bunca cümleyi bi' yerlere dökmesem, yüküm daha da artacak gibi geliyor... bence kimse içinde çok fazla cümle biriktirmemeli. içindeki cümlelerin altında ezilmekten vazgeçip, "ne olursa olsun be" rahatlığıyla dökebilmeli onları. tabi ki her şey bu satırları yazmak kadar kolay değil. keşke olsa. sevdiğimiz, hoşlandığımız bi' insana bunu kolayca söyleyebilsek.ama yok. olmuyor. "seni seviyorum" yerine, her gün "nasılsın" diyoruz belki. o kahrolası ama bi' o kadar harika iki kelime dilimizden dökülmüyor bi' türlü. bazen geç kaldığımız oluyor. bazen çok daha geç kaldığımız oluyor. sonra geçip gidiyor. her şey gibi, herkes gibi. "kal" demek geliyor içinden, olmuyor. "gel" demek geliyor içinden, olmuyor. yoruldum. artık yazmayım diyorum. bıraktım.zaten bırakmasan da olmuyor...